İşte Şanlıurfa'da Gezilecek Yerler
Hz. İbrahim‘in atıldığı ateşin su, odunların ise balığa dönüştüğü yer olan, İslam alemi için kutsal sayılan balıkları ile Şanlıurfa‘nın en çok ziyaret edilen tarihî mekanlarındandır.
Bedesten, Sipahi, Kınacı ve Eskici Pazarı, Bakırcılar ve Kuyumcular Çarşısı, Kunduracılar Pazarı ve Gümrük Hanı gibi tarihi öneme sahip pek çok çarşının bulunduğu mekanlardandır.
Nemrut’un kızı Zeliha, Hz. İbrahim’e aşıktır ve ona inananlar arasında yer alır. Zeliha’nın göz yaşlarından oluşan küçük göle de Zeliha’nın göz yaşları anlamına gelen “Aynzeliha” adı verilmiştir.
Aziz Petrus ve Aziz Paulus Kilisesi, Ellisekiz Meydanı’nın kuzeydoğusundadır. Kilise, Hz. İsa’nın iki havarisinin anısına inşa edildiğinden onların ismini taşımaktadır. Aziz Petrus ve Aziz Paulus Kilisesi…
(MÖ 9600–9500) Göbeklitepe (12 Bin Yıl Önce), Neolitik çağdan kalma bir tapınaktır. Aynı zamanda bilinen en eski dini yapıdır. Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarındadır.
Nemrut kendisini yıkacak birinin doğacağı söylentileri üzerine bütün yeni doğan çocukların öldürülmesini emretmiştir. Hz İbrahim’in annesi gizlice bu mağaraya sığınmış ve onu burada doğurmuş.
Vali Fuat Bey Caddesinde bulunan yapı, Oniki Havari Kilisesi olarakta bilinmektedir. Osmanlı Döneminde üzerinde rüzgârgülü olduğundan halk arasında “Fırfırlı Kilise” olarak isimlendirilmiştir.
Urfa Kalesi M.Ö. 10.000 yıllarına ait neolitik bir alan üzerine kurulmuştur. Kale kazılarında çıkarılan ve Şanlıurfa Müzesinde sergilenen 12.000 yılık Balıklıgöl Heykeli havzanın tarihini gözler önüne sermektedir.
Osmanlı Dönemine ait dört sokağa açılan tarihi yapıların yoğunlaştığı önemli bir meydan olan Ellisekiz meydanının adı bir hamamın yıkılması sonucu 58 kişinin ölümünden dolayı verilmiştir.
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Neolitik Dönem eserleri açısından dünya müzeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe’ye ait eserler ve heykeller burada sergilenmektedir.
Türkiye’nin en büyük müzesi olan Şanlıurfa Müzesi‘nin hemen yanındadır. Aynı zamanda Mozaiklerin bulunduğu alan, Roma villaları ve Kadın savaşçı Amazonların tasvir edildiği tek mozaiğe de ev sahipliği yapmaktadır.
Tarihi Balıklıgöl civarındaki Haşimiye Meydanı‘nda yer almaktadır. Aynı zamanda 1563’te Urfa Sancakbeyi Halhallı Behram Paşa tarafından inşa edilmiştir. Gümrük Hanı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde “Yetmiş Hanı” olarak anılmaktadır.
Fırat Nehri üzerindeki tarihi “Birecik Köprüsü”nden geçen ziyaretçiler, burada verecekleri molada, nehrin kenarında tescilli “Birecik Balcanı“ndan yapılan kebapları ve yine patent alan haşhaş kebabı ile nehrin balıklarından tadabilmektedir.
Vali Fuat Bey Caddesi’nde (Büyükyol) bulunmaktadır. 457 yılında Piskopos Nona tarafından yaptırılan Vaftizci Yahya Kilisesi‘nin üzerine 19’uncu yüzyıl başlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir.
Roma Dönemi Kaya Mezarları, Balıklıgöl havzasının 500 metre kuzeyinde Tılfındır Tepesinde bulunan antik kaya mezarlarıdır. MS. 2. ve 4. yüzyıla tarihlenen 100’e yakın mezar, Helenistik ve aynı zamanda Roma-Bizans izleri taşımaktadır.
Türkiye’de Şanlıurfa iliyle özdeşleşen Sıra Gecelerine, Şanlıurfa gezilecek yerleri keşiften sonra akşamlarında ise mutlaka katılmak gerekiyor. Çok eski bir kültür olan sıra gecesinde türkülere eşlik eden çiğ köfte yoğurulmaktadır.
Şanlıurfa Eyyub Peygamber makamının 4 km. batısında bulunan Deyr Yakub Manastırı, Hz.İbrahim’in mücadele ettiği Kral Nemrut’un burayı seyfiye alanı olarak kullandığına inanılır. “Nemrud’un Tahtı” ya da “Cin Değirmeni” olarak anılmaktadır.
Şanlıurfa’nın ilçelerinden biri olan ve aynı zamanda “Karagül Diyarı” olarak da bilinen Halfeti, 3000 yıllık geçmişi ile saklı bir cennet olarak görülmektedir. Mimari yapısı, doğal güzellikleri ve bunun yanında siyah gülleri ile önemli turizm noktalarından birisidir.
Atatürk Barajı, Türkiye’nin En Büyük Barajı ve aynı zamanda en büyük Enerji Santralidir. Barajın büyüklüğünü ve hatta suların coşkunluğunu seyredip, üstelik fotoğraf çekebileceğiniz seyir terasları ve aynı zamanda piknik alanları bulunmaktadır.
Harran’ın Göktaş Köyü’nde bulunuyor. Eyyubiler dönemine tarihlenmektedir. Aynı zamanda Tektek Dağları bölgesinde (Harran-Bağdat yolu güzergâhında) bulunan kervansaray; mescit, muhafız odası, ahırlar, hamam ve hatta yazlık odalardan oluşmaktadır.